Danıştay Kararı 1. Daire 2003/14 E. 2003/25 K. 27.02.2003 T.

1. Daire         2003/14 E.  ,  2003/25 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/14
Karar No : 2003/25

3096 ve 3996 sayılı Yasalar uyarınca akdedilen imtiyaz ve özel hukuk sözleşmelerinin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararlarının Danıştayca yürütülmesinin durdurulması veya iptali durumunda, bu sözleşmelerin, ilgililerin lisans başvurularının incelenmesinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde tanımlanan mevcut sözleşme kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Başbakanlığın 20.1.2003 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 385 sayılı yazısının eki T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 7.1.2003 günlü, 124 sayılı yazısında aynen:
” 3 Mart 2001 tarihli ve 24335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4628 sayılı Kanun uyarınca, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuş olup, ilgili tüzel kişilerin piyasada faaliyet gösterebilmeleri için daha önceden bu konularda idare ile sözleşme imzalamış olanlar da dahil, Kurumdan lisans alınması zorunlu hale getirilmiştir.
4 Ağustos 2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği gereğince 3 Eylül 2002 tarihinde hazırlık döneminin sona ermesiyle piyasada faaliyet gösteren ve gösterecek tüzel kişilerin lisans başvuruları alınmaya ve bu Yönetmelik hükümleri uyarınca işleme konulmaya başlanmıştır.
Bu Yönetmelikte mevcut sözleşmesi bulunan tüzel kişiler ile piyasada faaliyet göstermeyen ve/veya mevcut sözleşmesi bulunmayan tüzel kişilerin lisans başvuruları farklı şekilde ele alınmaktadır. 4628 sayılı Kanun ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde mevcut sözleşme ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Kanun, 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun, 21/1/2000 tarihli ve 4501 sayılı Kanun hükümleri ve ilgili yönetmeliklere göre imzalanan sözleşmeleri, imtiyaz sözleşmelerini ve uygulama sözleşmelerini, ” şeklinde tanımlanmıştır.
Kurumumuzca yapılacak lisans başvurularının değerlendirilmesinde, bu sözleşmelerin hukuki durumunun açıkça ortaya konulması önem arz etmektedir. Ayrıca, yargı organlarınca verilecek kararlar doğrultusunda bu kişilerin mevcut sözleşmeler kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine dair, ilgili kişiler hakkında işlem tesis edilecektir.
Mevcut sözleşmeleri kapsamında lisans başvurusunda bulunan bir kısım ilgilinin, sözleşmelerine dayanak olan Bakanlar Kurulu kararlarına karşı, Danıştay Onuncu Dairesi nezdinde iptal davaları açıldığı ve mahkeme tarafından yürütmenin durdurulmasına dair karar verildiği öğrenilmiştir.
Bu davalarda; “Belirli bir bölgede, özel hukuk hükümlerine tabi şirketlere belirli bir süre ile elektrik dağıtım ve ticareti görevi verilmesi, anılan görev bölgesinde kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılmış veya yapılacak dağıtım tesislerinin işletme haklarının devredilmesi ve adı geçen şirket ile enerji satacak kuruluş arasında belirli bir süre ile enerji satış anlaşması yapılmasına ilişkin olarak 3096 sayılı Kanunun 3, 5 ve 9 uncu maddeleri uyarınca alınan Bakanlar Kurulu Kararının iptali ve yürütmenin durdurulması” istenilmektedir.
Yukarıda bahsi geçen davalardan biri olan Danıştay Onuncu Dairesinin 2000/6020 esasına kayıtlı dosyada, dağıtım işletme hakkı devrine ilişkin olarak, oybirliği ile dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. (Ek-1) Fakat adı geçen kararda, açılan davada bu yönde bir talep bulunmadığı için, söz konusu Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve diğer idari birimler tarafından imzalanmış olan sözleşmelerin (imtiyaz veya özel hukuk sözleşmeleri, uygulama sözleşmeleri vs…) hukuki geçerliliği konusunda herhangi bir belirlemeye veya ifadeye yer verilmemiştir.
Konunun Kurumumuz tarafından yapılan değerlendirilmesi sonucunda;
-3096 sayılı Kanun uyarınca, özel hukuk sözleşmeleri haline gelmiş sözleşmeler de dahil, sözü edilen sözleşmelerin dayanağını adı geçen Bakanlar Kurulu Kararının teşkil ettiği, diğer bir anlatımla, bu sözleşmelerin sebep unsurunu Bakanlar Kurulu Kararının oluşturduğu ve Bakanlar Kurulu kararı olmaksızın ne Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının ne de diğer idari birimlerin, özel hukuk sözleşmeleri dahil herhangi bir sözleşme akdetmelerinin mümkün olmadığı;
-Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının, yargı organı tarafından yürütmesinin durdurulması ve/veya iptali durumunda, yargı kararlarının etkisine ve uygulanma zorunluluğuna ilişkin Kamu Hukukunun bilinen ilke ve kuralları göz önünde tutulduğunda, bu Bakanlar Kurulu kararı dayanak alınarak imzalanmış olan sözleşmelerin (özel hukuk sözleşmesi haline gelmiş olanlar dahil) hukuki geçerliliklerinin de ortadan kalkmış olduğu ve bu nedenle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının anılan yargı kararlarını uygulayabilmek için bu sözleşmeleri tek yanlı olarak feshetmesi gerektiği,
-Sonuç olarak, bu durumda olan sözleşmelerin taraflarının Kurumumuzdan lisans talebinde bulunmaları halinde, lisans başvurularının 4628 sayılı Kanun ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde tanımlanan “mevcut sözleşme” kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve 4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi sonrası hak sahiplerince yapılacak lisans başvurularının Kurumumuzca değerlendirilebileceği,
kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ve ileride çıkabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi açısından, konu hakkında 2575 sayılı Danıştay Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca Danıştay 1. Dairesinden istişari mahiyette görüş alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Gereğini arz ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Hukuk Müşaviri …, Daire Başkanları … ve …, Şube Müdürü … ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Avukatlar … ve …’ün açıklamaları dinlendikten sonra,

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
İstem, 3096 ve 3996 sayılı Yasalar uyarınca akdedilen imtiyaz ve özel hukuk sözleşmelerinin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararlarının Danıştayca yürütülmesinin durdurulması veya iptali durumunda, bu sözleşmelerin, ilgililerin lisans başvurularının incelenmesinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde tanımlanan mevcut sözleşme kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir.
Anayasanın 2 nci maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, 138 inci maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları, bu organların ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir şekilde değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği öngörülmüştür. Buna uygun olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasında da “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” denilmek suretiyle idarenin yargı kararlarını yerine getirme zorunluluğu bir kez daha vurgulanmıştır.
Danıştayın yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere, iptal kararları, iptali istenen işlemle ona bağlı işlemleri tesis edildikleri tarihten itibaren ortadan kaldırarak işlemin tesisinden önceki hukuki durumun devamını sağlar.
Bu durumda, bir yargı kararını aynen ve gecikmeksizin uygulamaktan başka bir seçeneği olmayan idarelerin yargı kararlarına uymaması, karar gereklerine göre işlem ve eylemde bulunmaması ya da biçimsel nitelikte uygulamalarla yargı kararlarını etkisiz ve geçersiz kılması söz konusu olamaz.
Aksine anlayış ve tutum, Anayasa ve Yasanın özüne ve sözüne olduğu kadar hukuk Devleti ve hukukun temel ilkelerine de açıkça aykırılık oluşturur.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ilgili tüzelkişilerin, üretim, iletim, dağıtım, toptan satış, perakende satış, perakende satış hizmeti, ithalat ve ihracat dahil olmak üzere elektrik enerjisi ve kapasite alım satımı veya ticareti faaliyetleri ile bu faaliyetlere ilişkin işlemlerden oluşan elektrik enerjisi piyasasında faaliyet gösterebilmeleri için Kanunun yürürlüğünden önce idare ile sözleşme imzalamış olanlar da dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumdan lisans almaları zorunluluğunu getirmiştir.
Bu kanun uyarınca çıkarılan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde de piyasada faaliyet gösteren ve gösterecek olan tüzelkişilere lisans verilmesine ilişkin kurallara yer verilmiş, ancak, mevcut sözleşmesi bulunan tüzelkişiler ile sözleşmesi bulunmayan tüzelkişilerin lisans başvuruları farklı hükümlere tabi tutulmuştur.
4628 sayılı Kanun ve anılan Yönetmelikte, mevcut sözleşmelerin, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 3096, 3996 , 4283 ve 4501 sayılı kanunlar ile ilgili yönetmelik hükümlerine göre imzalanan sözleşmeler, imtiyaz sözleşmeleri ve uygulama sözleşmelerini ifade ettiği belirtilmiştir.
3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde, elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine; Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulunun önceden Yönetmelikle belli edilmiş görev bölgelerinde, elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin yaptırılmasına karar verebileceği, anılan Bakanlığın, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen çerçevede ilgili görevli şirketle sözleşme akdedeceği, 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, görev bölgesinde kamu kurum ve kuruluşlarınca (kamu iktisadi teşebbüsleri dahil) yapılmış veya yapılacak üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletme haklarının görevli şirketlere verilmesine Bakanlar Kurulu tarafından karar verilebileceği, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında da, görevli şirketler ile üretilen elektriğin satılacağı kurum ve şirketler arasında bu satışların miktar ve şartlarını tanzim eden ve bir yıldan fazla süreli olabilen sözleşmeler yapılması ve bu sözleşmelere tarifeler ile ilgili özel hükümler konulmasının Bakanlar Kurulu kararı ile mümkün olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun 4501 sayılı Kanunla değişik Geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yap-işlet-devret modeline göre başlatılmış projeler ve işlerin tabi oldukları usul ve esaslara göre sonuçlandırılacağı, ikinci fıkrasında da, ancak, birinci fıkrada belirtilen proje ve işler ile 4.12.1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun ve 28.5.1988 tarihli ve 3465 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Dışındaki Kuruluşların Erişme Kontrollü Karayolu (Otoyol) Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanuna tabi proje ve işlere de bu Kanunun 5 inci maddesi hükmünün uygulanmasına, görevli veya sermaye şirketinin, Kanunun yayım tarihinden itibaren bir ay içinde başvurusu ve ilgili idarenin müracaatı üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilebileceği, bu durumda idare ile görevli veya sermaye şirketi arasında yapılmış olan sözleşmenin, uluslararası finansman temini kriterleri ve idarenin yürürlükteki benzer uygulama sözleşmeleri de dikkate alınarak, özel hukuk hükümlerine göre, Bakanlar Kurulu kararının yayımından itibaren üç ay içinde yeniden düzenleneceği, bu sürenin, tarafların mutabakatı ile en çok üç ay daha uzatılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, sözü edilen kanunların hükümlerine göre akdedilen sözleşmelerin hukuki dayanaklarını Bakanlar Kurulu kararları oluşturmaktadır. Yargı kararlarının hukuki sonuçları ve uygulanmasıyla ilgili olarak yukarıda belirtilen açıklamalara göre 3096 ve 3996 sayılı kanunlara dayanılarak alınan Bakanlar Kurulu kararlarının Danıştayca yürütülmesinin durdurulması veya iptal edilmesi, Bakanlar Kurulu kararları uyarınca yapılan sözleşmeleri hukuki dayanaktan yoksun bırakmıştır. Dolayısıyla, iptal davasına konu olan Bakanlar Kurulu kararlarının Danıştayca yürütülmesinin durdurulması veya iptal edilmesi nedeniyle Bakanlar Kurulu kararlarının uygulanması niteliğinde olan sözleşmelerin dayanağı kalmadığından idarece uygulanma olanağı bulunmayan söz konusu sözleşmelerin mevcut sözleşme olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu nedenlerle, 3096 ve 3996 sayılı Yasalar uyarınca akdedilen imtiyaz ve özel hukuk sözleşmelerinin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararlarının Danıştayca yürütülmesinin durdurulması veya iptali durumunda, bu sözleşmelerin, ilgililerin lisans başvurularının incelenmesinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde tanımlanan mevcut sözleşme kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılarak, dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 27.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.