Danıştay Kararı 1. Daire 2003/134 E. 2003/142 K. 23.10.2003 T.

1. Daire         2003/134 E.  ,  2003/142 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/134
Karar No : 2003/142

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün sahibi bulundukları taşıtların, motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olup olmadığı hususunda düşülen duraksamanın giderilmesi istemine ilişkin Başbakanlığın 15.9.2003 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 4235 sayılı yazısına ekli Maliye Bakanlığının 10.9.2003 günlü, Gelirler Genel Müdürlüğü 37208 sayılı yazısında aynen:
“197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2348 sayılı Kanunla değişik 4’üncü maddesinin (a) bendinde ” Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyelerle köy tüzel kişiliklerince iktisap edilerek bu daire ve idareler adına kayıt ve tescil edilen taşıtlar (Bu dairelere bağlı olup, ayrı tüzelkişiliği olan işletmeler ile özel kanunlarında malları Devlet malı sayılmış olan kuruluşların taşıtları hariç), motorlu taşıtlar vergisinden müstesnadır.” denilmekte ve 31/03/1988 gün ve 19771 (2. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3418 sayılı Kanunun 12′ nci maddesiyle eklenen son fıkrasında da “Motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili muaflık ve istisna hükümleri, bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Bu Kanunda yer almayan istisna ve muaflıklar hükümsüzdür…” hükmü bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 27/07/1983 gün ve 18117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 2868 sayılı Kanunla değişik 24’üncü maddesinin (a) bendinde “kuruma ait taşınır, taşınmaz mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirleri, ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır” hükmü yer almaktadır.
Bu duruma göre, söz konusu kurumun kendi özel Kanunundaki muafiyet hükmünün bu kanun için geçerli olmadığı gerekçesi ile Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü adına kayıt ve tescilli olan taşıtlar için muafiyet hükmü uygulanmamıştır.
Ancak uygulama dava konusu yapılmış ve Danıştay 7’nci Dairesince verilen ve sürekli hale gelen kararlarda, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile BAĞ-KUR Genel Müdürlüğünün sahibi bulunduğu taşıtların, Motorlu Taşıtlar Vergisinden muaf tutulması gerektiği belirtilmiştir. Bu kararlara istinaden, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile BAĞ-KUR Genel Müdürlüğünün sahibi bulunduğu taşıtlardan dolayı Motorlu Taşıtlar Vergisinden muaf tutulması hususunda 30/04/1987 tarih ve 2121348-3-4149 sayılı genel yazımız ile 13/02/2001 gün ve 61/6153-1/8998 sayılı 2001/1 Sıra No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi İç Genelgesi düzenlenmiştir. (Ek 1-2)
Söz konusu iç genelgenin uygulamaya başlamasından sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Hukuk Müşavirliğince Bakanlığımıza yapılan başvuruda; ” Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı kuruluşları adına tescilli bulunan taşıtların, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Kurulması ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması hakkında 04/10/2000 tarih ve 24190 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinde, Sosyal Sigortalar Kurumunun, Başkanlığa bağlı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü ile bu Genel Müdürlüklere bağlı Merkez ve Taşra Teşkilatından oluştuğu, söz konusu Genel Müdürlüklere bağlı olan kuruluşların (Sosyal Sigortalar Kurumu Hastaneleri, Dispanserleri gibi ) ayrı bir tüzel kişiliklerinin olmadığı, Başkanlığa bağlı tek bir tüzel kişilik altında faaliyette bulunulduğu, dolayısıyla 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (a) fıkrasının parantez içi hükmü kapsamı dışında kaldığının” belirtilmesi üzerine, Bakanlık Makamından alınan makam onayına istinaden Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığına bağlı kuruluşları adına tescilli bulunan taşıtların da, Motorlu Taşıtlar Vergisi Muafiyetinden faydalandırılması için 22/08/2002 gün ve 61/6153-1/35550 sayılı 2002/1 sıra No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi İç Genelgesi düzenlenmiştir. (Ek 3).
2002/1 Sıra No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi İç Genelgesinin uygulamaya girmesinden sonra, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığına bağlı kuruluşlar tarafından daha önce ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisinin faizi ile birlikte iadesinin talep edilmesi sonucunda konu, Bakanlığımız Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmiştir.
Bakanlığımız Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nden alınan 26/11/2002 gün ve 42487 sayılı yazıda; “Anayasa Mahkemesinin Esas No: 2000/65, Karar No: 2000/38 sayılı iptal kararı ile 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edildiği ve bu iptal kararı sonucunda Danıştay kararında belirtilen Sosyal Sigortalar Kurumuna ait taşıtlar dolayısıyla Motorlu Taşıtlar Vergisinden muafiyetinin dayanağı olan 2868 sayılı Kanunla değişik 4792 sayılı Kanunun 24’üncü maddesi halen yürürlükte olmakla birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumu’nu vucüde getiren 4792 sayılı Kanunun 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bazı hükümleri hariç olmak üzere yürürlükten kalkması, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının kurulmasına ilişkin 616 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması ve Anayasa Mahkemesi tarafından 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edilmesiyle, iptal edilen Kanun Hükmündeki Kararnamenin yürürlükten kaldırdığı hükümler geri gelmeyeceğinden, motorlu taşıt vergisi muafiyetinden yararlanacak kurumun varlığının yanı sıra bu kurumlar adına tescil edilmiş taşıtların bu gelişmelere göre aidiyeti de belirsiz hale gelmiştir. Dolayısıyla, 4792 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin artık uygulama kabiliyetinin kalmadığı” belirtilmiş (Ek 4) Bunun üzerine, 11/12/2002 gün ve 54063 sayılı genel yazımızla Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığına bağlı olan kuruluşları adına tescilli bulunan taşıtların motorlu taşıtlar vergisine tabi tutulması uygulamasına devam olunmasının gerektiği belirtilmiştir. (Ek 5)
Ancak, Danıştay Başkanlığı tarafından, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile BAĞ-KUR Genel Müdürlüğünün sahibi bulunduğu taşıtların motorlu taşıtlar vergisi muafiyetine esas alınan 4792 sayılı Yasanın 24 üncü maddesindeki muafiyet hükmü ile ilgili olarak söz konusu genel müdürlüğün yazısında belirtilen görüş karşısında, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile BAĞ-KUR Genel Müdürlüğünün sahibi bulunduğu taşıtların, Motorlu Taşıtlar Vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı hususundaki görüşlerinin alınması için, tekrar Bakanlığımız Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünden görüş alınmıştır. Buna göre, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur Genel Müdürlüklerinin, mevcut yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, Motorlu Taşıtlar Vergisi karşısındaki durumları hakkında yapılacak uygulamaya esas teşkil etmesi bakımından Danıştay Başkanlığından görüş alındıktan sonra işlem tesis edilmesinin daha uygun olacağının belirtilmesi üzerine (Ek-6) konu ile ilgili olarak Danıştay Başkanlığından görüş talep edilmiş, (Ek: 7) Danıştay Birinci Dairesince verilen Esas No: 2003/7, Karar No: 2003/83 sayılı Kararda ise (Ek.8) bu konuda Danıştay Başkanlığından istenecek görüş talebinin Başbakanlık tarafından yapılmasının gerektiği belirtilmiştir.
Konu hakkında uygulamaya esas olacak Danıştay Başkanlığı görüşünün alınması hususuna müsaadelerini arz ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Şube Müdürü …, Memur …, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Hukuk Müşaviri …, Avukatları … ve … ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri …’in sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek,

Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
İstişari düşünce istemi,Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün sahibi bulundukları taşıtların, motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olup olmadığı hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin bulunmaktadır.
4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 26.7.1983 günlü, 2868 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinde, Kuruma ait taşınır ve taşınmaz mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirlerin, ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, 14.3.1985 günlü, 3165 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesinde de, Kuruma (Bağ-Kur) ait taşınır ve taşınmaz mallar ile bunların alım ve satım işlemlerinin, ilgili kanunlarda Kurumun adı ve kuruluş kanununda yazılı olmasa dahi ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçlar ile Kurumun doğrudan doğruya hizmetlerinden faydalanmadığı fon ve kuruluşlara katkı paylarından muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin 2348 sayılı Kanunla değişik 1/a fıkrasında, genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyelerle köy tüzel kişiliklerince iktisap edilerek bu daire ve idareler adına kayıt ve tescil edilen taşıtların vergiden müstesna olduğu, aynı maddeye 24.3.1988 günlü, 3418 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrada ise, uluslararası anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin, bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği, bu Kanunda yer almayan istisna ve muaflıkların hükümsüz olduğu belirtilmiştir.
3418 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkra hükmünden sonra, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur’un sahibi bulundukları taşıtların, motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmesine devam edilip edilmeyeceği hususunun Maliye Bakanlığı ile anılan kurumlar arasında uyuşmazlıklara yol açtığı, konuya ilişkin yargı kararlarından anlaşılmaktadır.
Danıştay 7 nci Dairesinin konuya ilişkin yerleşik içtihadı, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesine eklenen ikinci fıkranın yürürlüğe girmesinden sonra da Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur’a ait taşıtların, motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olduğu yolundadır.
Anayasanın 138 inci maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinde vurgulandığı üzere, yargı kararlarına uyulması ve karar gereklerinin aynen ve gecikmeksizin yerine getirilmesi zorunludur. Söz konusu hükümler doğrultusunda, Maliye Bakanlığınca Danıştay 7 nci Dairesinin anılan yerleşik içtihadı gözönüne alınarak Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğüne ait taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden istisna tutulduğu dosyadan anlaşılmaktadır.
Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının kurulmasına ilişkin 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda değişiklik içeren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 4.10.2000 günlü, 24190 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2925 sayılı Tarım İşçileri sosyal Sigortalar Kanununa tabi olan sigortalıların sosyal güvenliklerini sağlamak ve kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi olan Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı kurulmuş ve 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 7, 21, 24, geçici 7 ve geçici 9 uncu maddeleri hariç diğer hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmış, daha önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olan Kurumun, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzelkişiliği haiz, mali ve idari bakımdan özerk, Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu olduğu belirtilmiştir. 1479 sayılı Yasanın, Kuruma ait taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden istisna tutulmasına dayanak oluşturan 20 nci maddesinde ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Her iki kanun hükmünde kararnamenin de iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular, kanun hükmünde kararnamelerin dayanağını oluşturan 4588 sayılı Yetki Yasasının iptal edilmiş olması nedeniyle kabul edilerek, söz konusu kanun hükmünde kararnameler iptal edilmiştir.
616 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 31.10.2000 günlü, E:2000/65, K:2000/38 sayılı kararında; iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edici nitelikte olması nedeniyle, gerekli düzenlemenin yapılmasına olanak sağlamak amacıyla iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Anılan karar, 10.11.2000 günlü, 24226 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve kararın yürürlüğe girdiği 10.11.2001 tarihine kadar gerekli düzenleme yapılmamıştır.
619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 26.10.2000 günlü, E:2000/61, K:2000/34 sayılı kararında ise, iptal hükmünün, Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Anılan karar, 8.11.2000 günlü, 24224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve kararın yürürlüğe girdiği 8.8.2001 tarihine kadar gerekli düzenleme yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin belirtilen kararlarının yürürlüğe girmesinden sonra, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptali kararının ortaya çıkardığı hukuksal boşluğun giderilmesi amacıyla 1479 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki 4956 sayılı Yasa, 2.8.2003 günlü, 25187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olup, bu Yasada da 1479 sayılı Yasanın 20 nci maddesinde değişiklik yapılmadığından, Bağ-Kur’a ait motorlu taşıtlara uygulanacak vergi istisnası hükmünün kesintisiz bir şekilde yürürlükte olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
616 sayılı Kanun Hükmünde Karanamenin iptali üzerine 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 6.8.2003 günlü, 25191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kurumun taşınır ve taşınmaz mallarının her türlü vergi, resim, pul ve harçtan muaf olduğu yolundaki hükme de 4958 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinde yer verilmiştir.
Yürürlükte olan mevzuat yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur ‘a ait taşıtların, motorlu taşıtlar vergisinden istisna olduğu Maliye Bakanlığınca da kabul edilmekte olup, her iki kurumun, motorlu taşıtlar vergisinden muaf olup olmadığı husunda düşülen duraksama, 616 ve 619 sayılı kanun hükmünde kararnamelerin iptali yolunda Anayasa Mahkemesince verilen kararların yürürlüğe girdiği tarihler ile 4956 ve 4958 sayılı kanunların yürürlüğe girdiği tarihler arasında kalan döneme ilişkin bulunmaktadır.
Söz konusu dönemlerde de Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 24 üncü maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin yürürlükte olduğu tartışmasız olmakla birlikte Anayasa Mahkemesi kararlarının yürürlüğe girmesinden sonra her iki kurumun hukuki varlığı ve statüsü yönünden oluştuğu düşünülen boşluk nedeniyle anılan maddelerin uygulanabilme olanağının bulunup bulunmadığı hususundaki yorum duraksamanın esas nedenini oluşturmaktadır.
616 ve 619 sayılı kanun hükmünde kararnamelerin iptali yolunda Anayasa Mahkemesince verilen kararların yürürlüğe girmesinden sonra Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur’un sahip bulundukları taşıtların, motorlu taşıtlar vergisi istisnasından yararlanmasının olanaksız olduğu yolundaki düşünce, iptal edilen kanun hükmünde kararnamelerin yürürlükten kaldırdığı hükümlerin kendiliğinden geri gelmeyeceği, dolayısıyla motorlu taşıtlar vergisi istisnasından yararlanacak kurumun varlığının hukuken kalmadığı, bu kurumlar adına tescil edilmiş taşıtların da bu gelişmelere göre aidiyetinin belirsiz hale geldiği, dolayısıyla 4792 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi ile 1479 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin yasal boşluk döneminde artık uygulama kabiliyetinin kalmadığı şeklindeki yoruma dayanmaktadır. Böyle olunca bu görüşe göre her iki kurumun, yasal boşluk döneminde motorlu taşıtlar vergisinin mükellefi olarak kabulüne de olanak kalmamaktadır. Başka bir deyişle, Maliye Bakanlığınca bir taraftan Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur’un bu dönemde de motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olarak kabul edilmesi, diğer taraftan 4792 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi ile 1479 sayılı Kanunun 20 ncı maddesinin halen yürürlükte olduğunun belirtilmesi karşısında, bu kurumların motorlu taşıtlar vergisi istisnasından yararlanmalarının olanaksız hale geldiğini ileri sürmek izahı mümkün olmayan bir çelişki yaratmaktadır.
Zira vergi hukukunda, mükellefiyet ile istisna ve muafiyet kavramları birbirleriyle sıkı sıkıya bağlı olarak değerlendirilecek kavramlardır. Mükellefiyet, vergi kanununun uygulama alanının gerçek veya tüzelkişi itibariyle tespitini ifade eder. Bir vergi kanununun uygulama alanı, konusu ve mükellefi itibariyle genel olarak tespit edildikten sonra verginin konusu veya unsurları, madde veya şahıs itibariyle konulan istisna veya muafiyet hükümleriyle verginin kapsamı dışında bırakılabilir. Vergi Usul Kanununa göre, vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade etmekte, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yani fiili durum esas alınmaktadır. Ülke genelinde teşkilatı ve personeli bulunan her iki kurumun, 616 ve 619 sayılı kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra da faaliyetlerine ara vermeksizin devam ettikleri ve vergi mükellefiyetlerinin devam ettirildiği gerçeği karşısında bu dönemlerde istisna hükümlerinden de yararlandırılmaları yasal bir zorunluluktur.
Öte yandan, vergiden istisna kurum tüzelkişiliğine tanındığından bu kurumların merkez teşkilatlarının yanı sıra taşra teşkilatlarını oluşturan birimlerin sahibi oldukları motorlu taşıtların da istisna hükümlerinden yararlanması gerektiği kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, 616 ve 619 sayılı kanun hükmünde kararnamelerin iptali yolunda Anayasa Mahkemesince verilen kararların yürürlüğe girdiği tarihler ile 4956 ve 4958 sayılı kanunların yürürlüğe girdiği tarihler arasında 4792 ve 1479 sayılı kanunlarda yer alan istisna ve muafiyet hükümleri yürürlükte olduğundan, mükellefiyetlerinin devam ettirildiği bu dönemde de Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur’un sahibi oldukları motorlu taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olmaları gerektiği sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 23.10.2003 gününde oybirliğiye karar verildi.