Danıştay Kararı 1. Daire 2000/44 E. 2000/50 K. 07.04.2000 T.

1. Daire         2000/44 E.  ,  2000/50 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2000/44
Karar No : 2000/50

Vakıflar, dernekler ve belediyeler tarafından meslek edindirme kursları açılması sırasında Milli Eğitim Bakanlığından izin alınıp alınmayacağı hususunda düşülen duraksama konusunda istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 9.3.2000 günlü ve Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 1336 sayılı yazısının eki İçişleri Bakanlığının 1.3.2000 günlü ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü 80222 sayılı yazısında aynen:
” Ankara Valiliğinden alınan 31.01.2000 tarihli ve 27 sayılı yazıda; vakıf, dernek ve belediyeler tarafından Milli Eğitim Bakanlığının bilgi ve denetimi dışında bir takım kurslar açıldığından bahisle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42 nci maddesinin 3 üncü paragrafının, “Eğitim ve Öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.” hükmüne değinildikten sonra;
a) 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 17 nci maddesinin ikinci paragrafının, “Resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri, Milli Eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir.”
Aynı Yasanın 42 nci maddesinde, “Genel mesleki ve teknik yaygın eğitim alanında görev alan resmi, özel ve gönüllü kuruluşların çalışmaları arasındaki koordinasyon Milli Eğitim Bakanlığınca sağlanır.”,
b) 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 11 inci maddesinin, “Yetiştirici ve tamamlayıcı kurslar, mecburi ilköğretim çağında bulundukları halde, öğrenimlerini yaşıtlarıyla birlikte zamanında yapmamış olan çocuklara kısa yoldan ilköğretim vermek ve ayrıca yetişmelerine lüzum görülen çocukları ilköğretim okuluna hazırlamak veya ilköğretim okulunu bitirmiş olup da henüz mecburi öğrenim çağında bulunan ve üst dereceli öğrenim kurumlarına gidemeyecek olanların genel bilgilerini artırmak ve kendilerine iş ve üretim hayatında faydalı olacak bilgi ve maharetleri kazandırmak amacıyla gerçek ve tüzel kişilerle, belediyeler, özel idareler ve Devlet tarafından açılabilir.”
Aynı Kanunun 13 üncü maddesinin, “Okul öncesi kurumlarında mecburi öğrenim çağına gelmemiş olan çocuklar eğitilir.
İsteğe bağlı tamamlayıcı sınıflarda ve kurslarda, ilköğrenim çağı dışına çıkmış olup da üst dereceli öğrenim kurumlarına gidememiş olan yurttaşlardan genel bilgilerini artırmak ve kendilerinin daha iyi bir iş ve üretim unsuru olarak yetiştirilmeleri amacıyla yapılır.
Bu kurumlar gerçek ve tüzel kişilerle belediyeler, il özel idareleri ve Devlet tarafından açılabilir.”, hükümleri çerçevesinde çeşitli tarihlerde genelgeler yapılarak usulsüz olarak açılan kurslara karşı önlem alınması, bu tür faaliyetlerin ancak il milli eğitim müdürlükleri ile yapılacak işbirliği protokolü çerçevesinde yapılması gerektiği hususunda duyuruda bulunulduğu belirtilmektedir.
Ancak, … Büyükşehir Belediye Başkanlığınca, Milli Eğitim Bakanlığının bilgi ve izni dışında mesleki ve sosyal nitelikli kurslar düzenlendiği, mezuniyet ya da kurs bitirme belgesi verildiği, kurs ücreti, bağış ve benzeri isimler altında gelir temin edildiği belirtilerek belediyelerin bu konuda yetkili olup olmadıkları hakkında görüş istenmektedir.
Belediyeler, Anayasanın 127 nci maddesinde tanımını bulan bir mahalli idare birimi ve kamu tüzel kişisi olup, kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenmiştir.
Belediyelerin görevleri 1580 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde ve 3030 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sayılmıştır. Belediyelerce açılan meslek edindirme kurslarının dayanağını ise 1580 sayılı Kanunun 15/72 ve 222 sayılı İlköğretim Kanununun 11 ve 13 üncü maddeleri oluşturmaktadır.
Esasen, … Büyükşehir Belediye Başkanlığınca açılan bu tür kurslar hakkındaki bir takım iddialar gerek Valilik, gerekse Bakanlığın denetim elemanlarınca incelenmiş olup, düzenlenen raporlarda iddiaların sübuta ermediği, herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı ve ilgililer hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.
Belediyece, görev ve yetkileri dahilinde açılan bu kurslarla ilgili olarak gerek belediye mevzuatında, gerekse Milli Eğitim mevzuatında herhangi bir merciden izin alınacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, belediyelerin kurs açmaları dahil her türlü faaliyetlerinin ise Anayasa, 3152 sayılı İçişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 17 nci maddesi ve diğer mevzuat uyarınca denetleneceği tabidir.
Konunun yukarıda söz konusu edilen yasal çerçeve dahilinde incelenmesinden, belediyelere kanunla verilmiş olan bir görev ve yetki meslek edindirme kursları açılması ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığından ayrıca izin alınması keyfiyetine belediyelerce itiraz edildiği ve bu bağlamda iki ayrı kurum arasında görüş ayrılığı bulunduğu anlaşıldığından, konu hakkında 2575 sayılı Danıştay Kanununun 42/f maddesi uyarınca istişari görüş alınması hususunda gereğini arz ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Daire Başkanı … ile Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü …’ın açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek,

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
İstem, vakıflar, dernekler ve belediyeler tarafından meslek edindirme kursları açılması sırasında Milli Eğitim Bakanlığından izin alınıp alınmayacağı hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine yöneliktir.
T.C. Anayasasının 42 nci maddesinin üçüncü fıkrası “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu maddenin gerekçesinde,”Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altındadır. Devletin gözetim ve denetimi, eğitim ve öğretimin sağlanmasının, güvenlik altında gerçekleşmesinin temel şartıdır. Devlet, eğitim ve öğretimin yapılmasını sağlayacak ve muhtevasını da denetleyecektir. Bu denetimin çerçevesi, eğitim ve öğretime katılanların tümünün Anayasaya sadakatini temin etmektir. Eğitim ve öğretim özgürlüğü, hiçbir şekilde Anayasanın temel felsefesine ve ilkelerine aykırı davranmanın bahanesi olamaz. Devlet, bu özgürlüğün kullanılmasında, Atatürk ilkelerine, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına uyulmasını gözetecektir.” denilmektedir.
Diğer taraftan, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun Türk milli eğitiminin temel ilkeleri arasında sayılan ve “Her yerde eğitim” başlıklı 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında, “Resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri, milli eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir.”, 56 ncı maddesinde ise “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu Kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 11 inci maddesi, “Yetiştirici ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar, mecburi ilköğrenim çağında bulundukları halde, öğrenimlerini yaşıtlarıyla birlikte zamanında yapmamış olan çocuklara kısa yoldan ilköğrenim vermek veya ayrıca yetişmelerine lüzum görülen çocukları ilköğretim okuluna hazırlamak veya ilköğretim okulunu bitirmiş olup da henüz mecburi öğrenim çağında bulunan ve üst dereceli öğrenim kurumlarına gidemeyecek olanların genel bilgilerini artırmak ve kendilerine iş ve üretim hayatında faydalı olacak bilgi ve maharetleri kazandırmak amacıyla gerçek ve tüzel kişilerle, belediyeler, özel idareler ve Devlet tarafından açılabilir”, 13 üncü maddesi de “Okul öncesi kurumlarında mecburi öğrenim çağına gelmemiş olan çocuklar eğitilir. İsteğe bağlı tamamlayıcı sınıflarda ve kurslarda, ilköğrenim çağı dışına çıkmış olup da üst dereceli öğrenim kurumlarına gidememiş olan yurtdaşlardan genel bilgilerini artırmak ve kendilerinin daha iyi bir iş ve üretim unsuru olarak yetiştirilmeleri amacıyla öğretim yapılır. Bu kurumlar gerçek ve tüzelkişilerle belediyeler, özel idareler ve Devlet tarafından açılabilir.” hükümlerini içermektedir.
1580 sayılı Belediye Kanununun belediyenin görevlerini düzenleyen 15 inci maddesinin 72 numaralı fıkrasında, “Zabıtai belediye memuru, belediye fen memuru, yapı kalfası ve yapıcı ve muhtelif meslek ustaları gibi beldenin ve belediye idaresinin muhtaç olduğu meslekler erbabı yetiştirmek üzere kurslar, dersler, gece ve hafta tatili günü dershaneleri ve ikmal ve çırak, ev kadını mektepleri açmak ve idare etmek” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yazılı hükümlerle Anayasanın 42 nci maddesi gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; belediyeler, vakıflar, dernekler, diğer resmi, özel kuruluşlar tarafından açılacak yetiştirici ve tamamlayıcı kurslardaki eğitim ve öğretimin Milli Eğitim Bakanlığının gözetim ve denetiminde bulunması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu tür eğitim ve öğretimin Devletin bütünlüğünü ve birliğini bozucu nitelikte olup olmadığının, Atatürk ilkeleri ve inkilapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına uygun bulunup bulunmadığının belirlenmesi için, kursun amacı, planı, programı, eğiticilerin nitelikleri, eğitim yeri ve ortamı yönünden Devletin gözetim ve denetimini sağlamak, ancak Milli Eğitim Bakanlığından önceden izin alınması ile mümkündür.
Bu nedenle belediyelerce meslek edindirme kurslarının açılmasından önce Milli Eğitim Bakanlığının izninin alınması gerektiği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 7.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.