Danıştay Kararı 1. Daire 1998/334 E. 1998/356 K. 25.11.1998 T.

1. Daire         1998/334 E.  ,  1998/356 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1998/334
Karar No : 1998/356

Belediye mücavir alanı içerisinde kalan köylerden tüzelkişiliklerini kaybetmeyen ve 442 sayılı Köy Kanununa göre hak ve yükümlülükleri devam edenlere, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetlerin, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından götürülüp götürülemeyeceği hususunda düşülen duraksamayla ilgili olarak Başbakanlığın 6.11.1998 günlü ve Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü B.02.0.KKG/174-216/6254 sayılı yazısı ekindeki İçişleri Bakanlığının 2.11.1998 günlü ve B.0.50.MAH.0.65.00.02-(20-21)-98/80873 sayılı yazısında aynen:
“Belediye mücavir alan sınırları içerisinde kalan, fakat tüzel kişiliğini kaybetmeyen ve 442 sayılı Köy Kanununa tabi hak ve yükümlülükleri devam eden köylere özellikle yol yapımı ve içme suyu temini gibi kamu hizmetlerinin belediyeler tarafından mı yoksa Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından mı götürüleceği konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Son birkaç yıldan beri devam eden bu uyuşmazlıktan dolayı belediye mücavir alan sınırları dahilindeki köylere temel kamu hizmetlerinin götürülmesinde önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum, en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan bu köyleri mahrum bıraktığı gibi, Anayasa ve yasalarımızdaki eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlüklerine yayınlamış olduğu 20.12.1996 gün ve 1996/35 nolu genelgesi ile belediye mücavir sahalarında kalan köy ve köy altı yerleşim birimlerinin hizmet alanı dışında tutulmasını istemiş ve bu nedenle de Köy Hizmetleri Taşra Teşkilatınca hizmete ilişkin plan ve programlarda bu köyler dikkate alınmamıştır.
Belediyeler ise mücavir alana alınan köylere ilişkin olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 5 inci maddesine göre sadece İmar mevzuatı bakımından yetki ve yükümlülükleri bulunduğunu, aynı Kanunun 45 inci maddesine göre mücavir alana alınan köylerin tüzel kişiliklerini kaybetmediklerini, mücavir alandan çıkarılmanın da mümkün olduğunu ileri sürerek yol ve su temini gibi hizmetleri yapmak zorunda olmadıklarını ve esasen isteseler de sınırlı kaynakları ile yapamayacaklarını iddia etmektedirler.
Bakanlığımız ise Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yayınlanan söz konusu 1996/35 nolu genelgenin mevcut mevzuata, özellikle 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine uygun olmadığı ve mücavir saha dahilindeki köylere hizmetlerin anılan Genel Müdürlükçe götürülmesi gerektiği görüşündedir.
Belediye sınırlarının tayin ve tespiti ile bu sınırlara yapılan itirazların nasıl çözüleceği 1580 sayılı Belediye Kanununun 4,5 ve 6 ncı maddelerinde belirtilmiştir. Yine aynı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca mevcut belediyelere katılma veya ayrılma durumlarında oluşacak yeni sınırların tayin ve tespiti de söz konusu maddelere göre yapılacaktır. Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030 sayılı Kanunun 5 inci maddesi de sınır tespitiyle ilgili olarak yukarıdaki hükümlere paralel bir düzenleme getirmiştir.
Yukarıda sözü edilen maddelere göre tespit edilen belediye sınırları içinde kalan köy ve diğer yerleşim birimlerinin tüzel kişilikleri sona ermekte, hak ve yükümlülükleri ilgili belediyeyi geçmektedir. Yine, belediye sınırları içerisinde kalan alanlarda 1580 sayılı Belediye Kanunu ve diğer kanunların bu kapsamda verdiği yetki ve görevler belediyeler tarafından kullanılmakta ve yerine getirilmektedir.
Mücavir alan sınırları ise belediye sınırlarından farklı olup, 3194 sayılı İmar Kanununun 45 inci maddesindeki usule göre tespit edilmekte ve aynı Kanunun 5 inci maddesine göre de sadece imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve sorumlulukları altına verilmiş olan alanları kapsamaktadır. Söz konusu 45 inci maddede mücavir alanın belediye sınırına bitişik olması gerekmediği ve köyleri de ihtiva edebileceği belirtilmektedir. Yine aynı maddeye göre mücavir alandan çıkarılma da mümkün olabilecektir. Bu durumda mücavir alan sınırları içine alınan köylerin tüzel kişilikleri kalkmamakta, 442 sayılı Köy Kanununa tabi hak ve yükümlülükleri devam etmektedir.
Belediyeler genel ilke olarak 1580 sayılı Belediye Kanunu ve diğer kanunlarla verilen görev ve hizmetleri ancak belediye sınırı ile tespit edilen alanlara götürmek zorundadırlar. Bunun dışındaki yerlere hizmetin götürülmesi, mahalli idare tüzel kişiliğinin gereği olarak kanunların açıkça belirtmesi halinde mümkündür. Bunlardan 3194 sayılı İmar Kanunu, belediyelerce mücavir alana götürülmesi gereken hizmetlerle, hak ve yetkileri sadece imar mevzuatı ile sınırlı tutmuştur. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ise mücavir alandaki vergi ve harçların toplanmasını bu hizmetlerden yararlanma veya 104 üncü madde gereğince bu hizmetlerin götürülmesi şartına bağlamıştır. Yine 104 üncü maddeye göre hangi hizmetlerin götürülmesi gerektiği hakkında İçişleri Bakanlığınca çıkarılan ve 16.09.1981 gün ve 17460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinde mücavir alanlara yol, içme ve kullanma suyu, imar mevzuatının uygulanması, elektrik ve havagazı tesislerinin abonelere dağıtım yapabilecek duruma getirilmesi, temizleme ve aydınlanma hizmetlerinin götürülmesi şartı ile bunlara ilişkin vergi ve harçların toplanabileceği belirtilmektedir. Gerek Belediye Gelirleri Kanununda gerekse buna ilişkin tebliğde hizmetlerin götürülmesinin zorunlu olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Ülkemizde köylere kamu hizmetlerinin götürülmesiyle ilgili genel görevli kuruluş Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüdür. Bu hizmetlerden köy yollarının ve bunlara ilişkin sanat yapılarının yapılması, geliştirilmesi, köy ve yerleşim birimlerine sağlıklı ve yeterli içme suyu temin edilmesi, köylerin elektrifikasyonu için gerekli çalışmaların yürütülmesi gibi pek çok hizmetin yerine getirilmesi görevi 3202 sayılı Kanunun 2,8,9,10,11,12,13,14 ve 15 inci maddeleriyle Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne verilmiş bulunmaktadır. Bu
nedenle, mücavir alan sınırları içine alınan, ancak tüzel kişiliklerini kaybetmeyen ve 442 sayılı Kanuna tabi hak ve yükümlülükleri devam eden köylere ilişkin hizmetlerin de anılan Genel Müdürlükçe yerine getirilmesi gerekmektedir.
Ancak, imar planlarını ilgilendiren konulara ilişkin olan hizmetlerin bu planlara uygun olarak yapılması zorunlu bulunmaktadır.
Sonuç olarak belediye mücavir alan dahilinde kalan köy ve bağlılarından tüzel kişiliklerini kaybetmeyen ve 442 sayılı Köy Kanununa göre hak ve yükümlülükleri devam edenlere, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetlerin bu kuruluş tarafından götürülmesi gerektiği düşünülmekte ise de ortaya çıkan görüş ayrılığını gidermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla konunun bir defa da Danıştay Kanununun 42 nci maddesinin (f) bendi gereğince Danıştayca istişari mahiyette incelenerek görüş belirlenmesine müsadelerinizi arz ederim.” denilmekte olduğundan;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
İstem; belediye mücavir alan sınırları içinde kalan köylerden tüzelkişiliklerini kaybetmeyen ve 442 sayılı Köy Kanununa göre hak ve yükümlülükleri devam edenlere, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetlerin Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce götürülmesi gerekip gerekmeyeceği konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir.
3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla, köy yollarının ve bunlara ilişkin sanat yapılarının yapılması, geliştirilmesi, köy ve yerleşim birimlerine sağlıklı ve yeterli içme suyu temini, köylerin elektrifikasyonu gibi pek çok kamu hizmetinin yerine getirilmesi görevi, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne verilmiş bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5 inci maddesinde; mücavir alan, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş alanlar olarak tanımlanmakta, aynı Kanunun 45 inci maddesinde de, mücavir alanın saptanmasında izlenecek yol açıklanmakta, mücavir alanın belediye sınırına bitişik olmasının gerekmediği, bu alanın köyleri de ihtiva edebileceği vurgulanmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun’nun değişik 104 üncü maddesi ile bu maddeye dayanılarak İçişleri Bakanlığınca çıkartılan ve 16.9.1981 günlü ve 17460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğinde ise, belediyelerce mücavir alanlardaki yerleşim birimlerine yol, su elektrik gibi belediye hizmetlerinin götürülmüş olması koşuluyla anılan maddede sayılan vergi ve harçların mücavir alanlara uygulanması öngörülmüştür.
Bu durumda, belediye mücavir alan sınırları içinde kalan köylerin sadece imar mevzuatı bakımından belediye hizmetlerinden yararlanmaları, 3202 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerin Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yerine getirilmesine engel oluşturmaz.
Öte yandan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun değişik 104.maddesi uyarınca çıkarılan Belediye Gelirleri Kanunu Genel tebliği de, anılan hizmetlerin yerine getirilmesi ile ilgili bir zorunluluk içermemekte, kimi hizmetlerin götürülmüş olması koşuluyla belediyelere sadece belli vergi ve harçların tahsili için yetki vermektedir.
Sonuç olarak; belediye mücavir alanı içinde kalan ve tüzelkişilikleri devam eden köylere, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetlerin, bu Genel Müdürlük tarafından götürülmesi gerektiği sonucuna varılmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 25.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.