Danıştay Kararı 1. Daire 1997/3 E. 1997/13 K. 31.01.1997 T.

1. Daire         1997/3 E.  ,  1997/13 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/3
Karar No : 1997/13

2840 sayılı Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunun 2 nci maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin 3971 sayılı Kanunla trona ve asfaltit madenlerinin 2840 sayılı Kanun kapsamından çıkartılması nedeniyle, 3213 sayılı Maden Kanununun yürürlüğe girdiği 15.6.1985 tarihinden önce bulunmuş olan … trona madeni ruhsatının hukuken tartışmalı sayılıp sayılamayacağı, bu madenin kiraya verilip verilemeyeceği ve kira sözleşmesinin maden siciline tescilinin hukuken mümkün olup olmadığı hususlarında düşülen duraksamanın giderilmesine yönelik istişari düşünce
istemine ilişkin Başbakanlığın 10.1.1997 günlü ve B.02.0.KKG/174-180/286 sayılı yazısına ekli Devlet Bakanlığının 8.1.1997 günlü ve B.02.0.016/00080 sayılı yazısında aynen:
” Bor tuzları, trona ve asfaltit madenleri ile nükleer enerji hammadelerinin işletilmesini, linyit ve demir sahalarından bazılarının iadesini düzenleyen 2840 sayılı kanunun 2. maddesindeki “Bor tuzları, trona (tabii soda) asfaltit ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır…” hükmünden 16.02.1994 tarih ve 3971 sayılı kanunla tronanın çıkartıldığı, ancak, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında; “2840 Sayılı Kanun Hükümleri saklıdır. Ancak bu kanunun yürürlük tarihinden
sonra bulunacak bor, trona ve asfaltit madenlerinin aranması ve işletilmesi bu kanun hükümlerine tabiir” hükmünün yeraldığı ve bu maddede bir değişiklik yapılmadığı, bu düzenlemeler karşısında;
Kanunun yürürlüğünden önce bulunmuş trona madenlerinin hangi mevzuata tabi olduğu, hiçbir mevzuata tabi olmama durumunun söz konusu olup olmadığı ve bu çerçeve içinde 3213 sayılı Kanunun yürürlük tarihinin 4.6.1985, trona yatağının ise 1985 yılından önce bulunduğunun, bu nedenle;
… trona madeni ruhsatının hukuken tartışmalı sayılıp sayılmayacağı,
… trona madeninin kiraya verilmesini hukuken mümkün olup olmadığı,
Yapılan kira sözleşmesinin maden siciline tescilinin hukuken mümkün olup olmadığı,” hususlarında tereddüde düşüldüğü belirtilmiştir.
Yukarıda arz edilen hukuki sorunlardaki tereddüdün giderilebilmesi için konunun incelenmesi ve Bakanlığımıza bilgi verilmesi hususunda gereğini emir ve müsaadelerinize arz ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Hukuk Müşaviri …, Etibank Genel Müdür Yardımcısı …, aynı Kurumun Hukuk Müşaviri … ile Proje Tesis Daire Başkanı Dr….’ın açıklamaları dinlendi. Dosyadaki belge ve bilgiler incelenerek,
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
İstişari düşünce istemi 2840 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde 3971 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda trona ve asfaltit madenlerinin Devlet eliyle işletilecek madenler kapsamından çıkartılması nedeniyle 3213 sayılı Maden Kanununun yürürlüğe girdiği 15.6.1985 tarihinden önce bulunmuş olan … trona madeni ruhsatının hukuken tartışmalı sayılıp sayılmayacağı, bu madenin kiraya verilip verilmeyeceği ve kira sözleşmesinin maden siciline tescilinin mümkün olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
13.6.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2840 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle bor tuzları, asfalit, uranyum ve toryum madenlerinin yanı sıra trona madeni de, aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılacak madenler arasına alınmış, bu madenler için gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiş, 15.6.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanununun 49 uncu maddesinin ilk tümcesinde de 2840 sayılı Kanun hükümlerinin saklı tutulduğu vurgulanmış, buna karşılık anılan tarihten sonra bulunacak trona, asfaltit ve bor madenlerinin aranması ve işletilmesinin Maden Kanununa tabi olacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, 3213 sayılı Maden Kanununun yürürlüğe girdiği 15.6.1985 tarihinden önce bulunmuş olan, trona madeninin 2840 sayılı Kanununun 2 nci maddesi uyarınca Devlet eliyle işletilmesine devam edilceği, ancak, bu tarihten sonra aranması ve işletilmesinde 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerinin geçerli olacağı kuşkusuzdur.
19.2.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3971 sayılı Kanunla, 2840 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin kapsamı daraltılarak, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren trona madeni Devlet eliyle aranıp işletilecek madenler arasından çıkartılmış, böylece önceden bulunan maden alanlarında sadece Devlete ait olan işletme zorunluluğu kaldırılmıştır.
Nitekim, 3971 sayılı Kanunun gerekçesinde, trona ve asfaltit madenlerinin Devlet eliyle işletilecek madenler arasından çıkarılması sonucunda, bu madenlerin ilgili kamu kuruluşlarınca bizzat işletilmesi yerine, rödovans veya benzeri anlaşmalarla çalıştırılması olanağının sağlanacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
Beypazarı trona madenininin kiraya verilmesinin ve yapılacak kira sözleşmesinin maden siciline tescilinin olanaklı olup olmadığı konusuna gelince:
3213 sayılı Yasada, maden işletme izinlerinin kiralanmasıyla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna karşılık “işletme izni” başlıklı 26 ncı maddesinin gerekçesinde “…… bu süre zarfında, madenci kendisine maddi destek olabilecek bir başkasına kiralayabilecek….” denilmek suretiyle, işletme izninin kiralanabileceğinden söz edilmekte, Maden Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 32 nci maddesinin 6.11.1990 günlü, 20687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen son fıkrasında “Üçüncü kişi ve kuruluşların ruhsat sahipleri ile yapmış oldukları sözleşmelere (rödovans, kira, taşeron ve benzeri) dayanılarak ruhsat sahalarında faaliyette bulunabilmesi Maden Dairesinin iznine tabidir….” denilmektedir.
Yönetmeliğin bu hükmünün hukuka aykırılığı savıyla açılan dava, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen 9.12.1991 günlü ve E:1991/32, K:1991/1924 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Anılan kararın gerekçesinde bu düzenlemenin yapılabilmesi için Yasada emredici bir kural olmamasına ve maden haklarının özel sözleşmelerle üçüncü kişilere devrine yasal yönden olanak bulunmamasına karşın, uygulamada izin sahiplerinin bedel karşılığında, maden çıkarma ve satış haklarını başka kişilere bıraktığı, yönetmelikte yapılan yeni düzenlemeyle ilgili kuruluşun, bu fiili durumdan haberdar olması ve maden işletmeleri üzerindeki gözetim hakkını kullanmasının olağan karşılanması gerekeceği, Maden Dairesinin, maden işletmeleri üzerindeki gözetim hakkını bu biçimde kullanılmasının, Anayasada yer alan sözleşme özgürlüğü ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği ve üçüncü kişilerin ruhsat sahalarında kira ve benzeri sözleşmelere dayanılarak faaliyette bulunulmasında da hukuka aykırılıktan sözedilemeyeceği ifade edilmiştir.
Bu durum karşısında, yapılan kira sözleşmesinin tarafları bağlaması ve üçüncü kişilere karşı da öne sürülebilecek haklar içermesi nedeniyle, Maden Kanununun 38 inci, Uygulama Yönetmeliğinin 66 ncı maddeleri uyarınca aleni olan ve ilgili madene yönelik tüm bilgileri içeren maden siciline kira ve benzeri sözleşmelerin işlenmesini doğal karşılamak gerekir.
Hernekadar Maden Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 66 ncı maddesinde maden siciline kira ve benzeri sözleşmelerin kaydedileceği belirtilmemiş ise de, bu hususun 3213 sayılı Yasada kira konusunun ayrıca düzenlenmemiş olmasından kaynaklandığı ve dolayısıyla bu durumun kira sözleşmelerinin sicile işlenmesine hukuken engel teşkil etmeyeceğinin kabulü zorunludur.
Sonuç olarak Maden Kanununun yürürlüğe girdiği 15.6.1985 tarihinden önce bulunmuş olan … trona madeni ruhsatının ilgili kamu kuruluşunun uhdesinde bulunduğu, bu madenin ruhsat sahibi kamu kuruluşunca üçüncü kişilere kiraya verebileceği ve bu kira sözleşmelerinin maden siciline tescil edilebileceği sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 31.1.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.