Danıştay Kararı 1. Daire 1992/136 E. 1992/147 K. 22.04.1992 T.

1. Daire         1992/136 E.  ,  1992/147 K.
Daire : BİRİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 147
Esas Yılı : 1992
Esas No : 136
Karar Tarihi : 22/04/992

ULUSLARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜNÜN 87 VE 151 SAYILI SÖZLEŞMELERİNİN ONAYLANARAK KAMU GÖREVLİLERİNİ DE İÇERECEK ŞEKİLDE HERKESE SENDİKA HAKKI TANINMASINA VE KONUNUN YASAL OLARAK DÜZENLENMESİNE ANAYASAL BİR ENGEL BULUNMADIĞI HK.

Uluslarası Çalışma Örgütü (ILO) nün Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına ilişkin 87 sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesiyle Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine ilişkin 151 sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkındaki Kanun tasarılarının ve gerekçelrinin Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak uygun görüldüğü takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulması amacıyla gerekli işlemlerin yapılması hususunun Başbakanlıktan istenmesi üzerine Anayasanın 51 ve sonraki, maddelerinde ve 5 Mayıs 1983 günlü 2821 ve 2822 sayılı kanun hükümlerinde, sendika kurma hakkının yalnızca işçiler ile işverenlere tanınmış bulunması nedeniyle Anayasanın sözkonusu 51.maddesinin kamu personelini de içerecek derecede geniş bir şekilde yorumlanması olanağının bulunup bulunmadığı konusunda oluşan duraksamanın giderilmesi yolundaki istişari düşünce istenilmesi üzerine gereği görüşülüp düşünüldü:
Sendika kurma hakkı, Anayasanın Temel Haklar ve Ödevler kısmının Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler başlığını taşıyan üçüncü bölümünde yer alan 51.maddesinde “İşçiler ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler.
Sendikalar veya üst kuruluşlarını kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir…” biçiminde düzenlenmiştir.
Madde metninde sendika kurma hakkının yalnızca işçi ve işverenlere özgü olduğu anlamına gelecek bir anlatım yer almamaktadır.
Anayasa bütünüyle incelendiğinde de Kamu görevlilerinin sendika ve üst kuruluş kurma hakkının anayasal bir hak olarak yer almadığı, ancak buna karşın bunu yasaklayan bir hükmün de bulunmadığı görülmektedir.
Bir hakkın anayasada yer almamış olması yasayla tanınmasına engel olamaz. Nitekim 1961 Anayasasının 47.maddesinde yalnızca toplu sözleşme ve grev hakkından söz edilmiş, lokavt konusunda bir hüküm yer almamış olmasına karşın 15 Temmuz 1963 günlü ve 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu laokavtı yasal bir hak olarak işverenlere tanınmıştır.
Yurttaşların bütün haklarının anayasada bir bir sayılmasına olanak bulunmadığı gibi buna gerek de yoktur. Esasen anayasalar, temel hak ve özgürlükleri belirtmek ve bunları anayasal güvenceye bağlamakla yetinir. Anayasada yer almayan diğer hakların konusu, kapsamı ve kullanış biçimi yasalarla düzenlenir. Yukarda da değinildiği gibi kamu görevlilerinin sendikal örgütlenmesini yasaklayan bir hüküm Anayasada yer almadığına göre bu hususun kanunla düzenlenmesinde Anayasaya aykırılık söz konusu olamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi asli yetkisi olan yasama işlevini yerine getirirken Anayasaya uygunlukla birlikte insan haklarının bugünkü evrensel boyutunu, Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası ilişkilerini ve yüksek çıkarlarını da gözetecektir. Aynı hususların tasarıyı Türkiye Büyük Millet Meclisine sunarken Bakanlar Kurulunca da aynı duyarlılıkla gözönünde tutulacağı kuşkusuzdur.
Üzerinde durulması gereken başka bir husus da uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına ilişkin kanunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağını öngören Anayasanın 90.maddesinin son fıkrası hükmüdür. Bu hüküm, yasama organına, soruna çok yönlü bakma ve diğer kanunlardan farklı olarak daha geniş yetki kullanma olanağı vermektedir.
İncelenen konu yönünden, daha önce onaylanarak yürürlüğe konulan uluslararası anlaşmalarda, 87 ve 151 sayılı anlaşmalardakilere benzer hükümlerin bulunması da önem taşımaktadır. Örneğin; 6 Nisan 1949 günlü ve 9119 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Paris, 10 Aralık 1948 günlü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesinin 23.maddesinde yer alan; “Herkesin çıkarlarının korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.” hükmü, 4 Kasım 1950 gününde Romada imzalanıp, 3 Eylül 1953 gününde yürürlüğe giren, 18 Mayıs 1954 gününde Türkiye tarafından da onaylanan ve 19 Mart 1954 günlü ve 8662 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 10 Mart 1954 günlü ve 6366 sayılı” İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve buna ek Protokolün Tasdiki Hakkında Kanun”la kabul edilerek yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesinin;”
1- Her şahıs asayişi ihlal etmeyen toplantılara katılmak ve başkalarıyla birlikte sendikalar tesis etmek ve kendi menfaatlerini korumak üzere sendikalara girmek hakkı dahil olmak üzere dernek kurmak hakkını haizdir.
2- Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplulukta, zaruri tedbirler mahiyetinde olarak milli güvenliğin, amme emniyetinin, nizamı muhafazanın, suçun önlenmesinin, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması için ve ancak kanunla tahdidr tabi tutulabilir.
Bu madde, bu hakların kullanılmasında idare, silahlı kuvvetler veya zabıta mensuplarının muhik tahditler koymasına mani değildir.” hükmü, Yeni Bir Avrupa İçin Paris Şartıyla kabul edilen, herkesin sosyal ve iktisadi haklardan hiçbir ayrım yapmaksızın yararlanmaya hakkı olduğu yolundaki kuralı Onaylanması düşünülen 87 ve 151 sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmele rinde yer alan konuları düzenlemiş bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Anayasanın 51.maddesinde kamu görevlilerinin sendika ve üst kuruluş kurma hakkı konusunda bir düzenleme yer almamış olmakla birlikte Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) nün Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme (1948 Söz-leşmesi) ile Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı sözleşme nin onaylanarak kamu görevlileri de dahil olmak üzere herkese sendika kurma hakkı tanınmasına ve konunun yasal olarak düzenlenmesine Anayasal bir engel bulunmadığı görüşüyle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına karar verildi.