Danıştay Kararı 1. Daire 1989/182 E. 1989/186 K. 14.12.1989 T.

1. Daire         1989/182 E.  ,  1989/186 K.
Daire : BİRİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 186
Esas Yılı : 1989
Esas No : 182
Karar Tarihi : 14/12/989

YURTDIŞINDAKİ YABANCI KURULUŞLARDAN BAĞIŞ ALAN VAKIFLARIN BU KURULUŞLARLA İŞBİRLİĞİ YAPTIĞI KABUL EDİLEMEYECEĞİNDEN BAKANLAR KURULU KARARI İLE BU KONUDA AYRICA İZİN ALINMASINA GEREK OLMADIĞI HK.

Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabi vakıfların, yurt dışındaki yabancı kuruluşlardan bağış alması halinde uygulanacak işlem konusunda doğan duraksamanın giderilmesi amacıyla istişari düşünce istenilmesi üzerine gereği görüşülüp düşünüldü:
2860 sayılı Yardım Toplama Kanununun 2.maddesinde, bu Kanun kapsamında yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşlar dışında bağış kanulüne yetkili vakıflara, kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirlerin bu Kanun kapsamı dışında olduğu belirtilmiş, Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzük’ün 28.maddesinde de, vakfın gelirleriyle yapılan iktisaplar veya hükmen yahut bağış yoluyla temmellük edilen mal ve hakların, vakıf senedinde yazılı olanlara ilave edilerek, her takvim yılı başında Vakıflar Genel
Müdürlüğüne bildirileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümlerden de anlaşıldığı üzere Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan vakıflar, yurt içinden ya da yurt dışından olmasına bakılmaksızın kişi ve kuruluşlardan bağış alabilmektedirler.
818 sayılı Borçlar Kanununun Yedinci Babında Hibe (bağış), “hayatta olan kimseler arasında bir tasarruftur ki onunla bir kimse, mukabilinde bir ivaz taahhüt edilmeksizin malının tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder” biçiminde, sözel anlamda ise bağış, “bir malı veya hakkı karşılık beklemeden vermek, hediye etmek, yardım amacıyla bir kuruma mal veya para vermek hibe etmek, teberru, iane” biçiminde tanımlanmaktadır. Hukukta iane ise, kişilerin, hayır kurumlarına veya umumi menfaate hizmet eden kuruluşlara, amaçlarını daha iyi gerçekleştirebilmeleri için karşılıksız olarak yaptıkları yardım olup, bir amaç veya çıkar uğruna başkalarıyla ortaklaşa çalışma yapmak olarak tanımlayabileceğimiz “işbirliğinden” çok farklı bir nitelik taşımaktadır. Bağışın bir kez yapılmasıyla bir tek kez yapılması da durumunda bu kavramın niteliğinin değişeceği düşünülemez.
Öte yandan, Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün ek ikinci maddesinde yer alan “Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların yöneticilerinin T.C. uyruğunda olmaları esastır. Ancak, vakfa ait eğitim, bilim, sanat, tıp ve sağlık kuruluşlarının yönetim organlarında salt çoğunluk oluşturmamak şartıyla yabancı uyrukluların da görev almalarına ve vakıfların veya kuruluşlarını yurt dışındaki benzer amaçlı vakıf veya kurumlarla işbirliği yapmalarına Bakanlar Kurulunca izin verilebilir.” hükmü, yalnızca vakıfların yurt dışındaki benzer amaçlı vakıf ve kurumlarla yukarıda açıklanan anlamıyla işbirliğini düzenlemekte olup, yurt dışındaki yabancı kuruluşlardan bağış alınmasının Tüzüğünün ek ikinci maddesi kapsamında olmadığı mütalaa kılındı.